Böğürtlen Kışı-Sarah Jio Kitap Yorumu

by 4/27/2014 0 yorum

"Canım Daniel'ım, 
Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum." 
Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Daniel'ı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri döndüğünde karşılaştığı manzara, Daniel'ın boş yatağıdır. Bir de karlar içine gömülmüş olan oyuncak ayısı. 
Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğaüstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. Evlat kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Vera'yla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir… 
Böğürtlen Kışı aşkı, umudu ve umutsuzluğu derinden anlatan muhteşem bir kitap. Bu öyküyü yüreklerinizden kolay kolay silip atamayacaksınız. 



Sarah Jio'nun yazdığı Türkçe'ye Duygu  Parsadan tarafından çevrilen Arkadya yayınevinin basımını üstlendiği bu kitap ile can evimden vuruldum. Bir annenin yavrusuna karşı ne duygular hissettiğini anne olmayan anlayamaz ya ; bu kitabı okumayanlardaki eksiklik o annelik duygularının yoksunluğu gibidir. Böylesine içten , akıcı bir anlatım tarzının  ifade edilmesi bile çok zor. Hayatın en zor işinin annelik olduğunu hepimiz biliriz. Ancak bunu anlatacak bir kitap yazmak ...


Üstelik anne olmasanız bile o duyguları kitabı okurken hissedebiliyorsunuz. Aktarım o kadar doğruydu ki bir annenin acılarını, sevinçlerini, sahiplik duygusunu kolayca kavrayabildim. Türkler önsöz okumayı pek sevmezler ama Sarah  Jıo Türk okuyucularına özel bir önsöz-teşekkür kısmı yazmayı ihmal etmemiş ve beni çok mutlu etmiştir. Birde sonsöz kısmı var ki o duygu selinden sonra Sarah Jıo'nun kitabı nasıl yazdığına dair verilen bilgi hikayeye tuz-biber olmuş kıvamda.

Öncelikle  kitabın konusundan bahsedecek olursak; 1933 yılı mayıs ayında çok büyük bir kar fırtınası olmuştur. Vera ,3 yaşındaki oğlu Daniel'i çalışmak zorunda olduğu için evde bırakıp işe gitmiştir. Ancak işten geldiğinde oğlunun kaçırıldığını farkeder. Elinde tek kalan ise oğlunun küçük mavi papyonlu oyuncak ayısıdır.

2013 yılı mayıs ayında yine bir kar fırtınası vardır. Claire tam bir yıl önce çocuğunu kaybetmiş ve evliliğini de yavaş yavaş kaybetmekte olan bir kadındır. Bir gazeteci olarak 80 yıl önce yine mayıs ayında yaşanan kar fırtınasının haber yapılması Claire'in görevidir. Ancak 80 yıl önceki kaçırılma olayı haberin sadece başlangıcı olur.
Yıllardır duran tozlu dosyaların arasından Vera ve Claire'in hikayesini okuyacaksınız.
Tabiri caizse; Vera Ray'in anneliğine,Claire'in eşiyle sorunlarına,zengin-fakir kavramının ince ince işlenişine şahit olacaksınız.Evlat kaybının ne demek olduğunu yaşamış kadar iliklerinizde hissedeceksiniz.
Sherlock kıvamındaki araştırmalar, gerçekler,bana Ejderha Dövmeli Kız kitabını hatırlattı.
Heyecan dolu bir sorgulama süreci yaşatırken, duygu selinde boğulup anne kavramının nasıl bir his olduğuyla tanışacaksınız.
Kitaptan;
"Fırtına"diye devam etti. "Ona böğürtlen kışı diyorlar.Meteorologlar mevsim sonu görülen ani soğukları böyle adlandırıyor. İlginç değil mi?"

Bu kitabı evde okuyun lütfen!Sesli kahkahalar attığımda oldu.Burnumu çeke çeke ağladığımda oldu.
Sonunda aklınızda bir kaç soruyla kitabı kapatıyorsunuz ama yazarın bu şekilde ucu açık bir tarz tercih ettiğini düşünüyorum.
Kitabı okurken ,üzülecek ,meraklanacak, sevinecek, heyecanlanacak ve tekrar üzüleceksiniz. Bazen hüzünden gözleriniz yaşarırken bazen mutluluktan yaşaracak. Ancak kitabı bitirirken annenize hak vereceksiniz. Eğer sizde bir anneyseniz daha çok hissedecek daha çok üzüleceksiniz.
 İtiraf etmeliyim ki kesinlikle doyurucu bir kitap!!

Kitabı okurken hangi müziği dinlemeliyiz? 
Arkadya Yayınevi'ne Bir Teşekkür: Kitabın tasarımının tekrar yapılması büyük bir riske girmek olmuş. Ancak kitapta okuyacağımız o ağacı burada görmek büyük mutluluk. Ayrıca bir kitap arası tutkunu olarak ,kitap aralarına bu kadar özen gösterilerek okuyuculara önem verdiğini söylemek isterim. Bu kitabı hayatımıza kattığınız için çok teşekkürler...
-Pilli Kütüphane'den Sevgiler-